Mersin Büyükşehir Belediyesi, 6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardından deprem bölgelerinde
yürüttüğü çalışmaların yanı sıra, Mersin’de de kentin afetlere hazırlıklı olması, afet bilincinin oluşması
için gerçekleşen çalışmalara öncülük ediyor.
Mersin Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, tüm Türkiye’den alanında uzman bilim insanlarının
katılımıyla gerçekleşen ‘Mersin Afet Yönetimi Bilim ve Danışma Kurulu Toplantısı’ açılış
konuşmasında Başkan Seçer, Mersin’i daha yaşanabilir ve daha güzel bir kent yapmak için yola
çıktıklarını belirterek, 6 Şubat Depremleri’nin ardından Mersin’de neler yapılması gerektiği konusuna
yoğunlaştıklarını ifade etti.
Afet İşleri Dairesi Başkanlığı ile daireye bağlı ‘Deprem ve Zemin’ Şube Müdürlüğü, ‘Kentsel
Dönüşüm’ Şube Müdürlüğü ve ‘Afet Yönetimi Hazırlığı ve Lojistiği’ Şube Müdürlüklerinin de
kurulduğunu söyleyen Başkan Seçer, Mersin’in doğal afetlere karşı hazırlık noktasında çok daha iyi
noktalara geleceğini umut ettiğini belirterek “Ne yaptığımızı bilerek ve süratle ilerliyoruz. Umut
ediyorum çok daha iyi noktalara geleceğiz” dedi.
Mersin’de 2.6 milyon insanın yaşadığını vurgulayan Başkan Seçer, imar mevzuatlarına,
yönetmeliklere ve yasalara uygun olmayan yapıları eleştirerek sorunlu yapı stokuna dikkat çekti.
Mersin Büyükşehir Belediyesi, 6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardından deprem bölgelerinde
yürüttüğü çalışmaların yanı sıra, Mersin’de de kentin afetlere hazırlıklı olması, afet bilincinin oluşması
için gerçekleşen çalışmalara öncülük ediyor.
Büyükşehir Belediyesi tarafından alanında uzman bilim insanları ile gerçekleşen ‘Mersin Afet
Yönetimi Bilim ve Danışma Kurulu Toplantısı’na katılan Başkan Seçer, Mersin’i daha yaşanabilir
ve daha güzel bir kent yapmak için yola çıktıklarını belirterek, 6 Şubat depreminin ardından Mersin’de
neler yapılması gerektiği konusu üzerine yoğunlaştıklarını ifade etti.
“Mersin, birçok afetle karşı karşıya kalabilir”
Mersin’in deprem bölgesinde olmadığını ancak coğrafi özellikleri dolayısıyla farklı afetlerle karşı
karşıya kalabileceğine dikkat çeken Başkan Seçer, “Kentimiz; deprem afetinin yansımaları,
Mersin’in yüzde 52’sinin orman olduğunu düşünürseniz orman yangınları, Mersin’in
coğrafyasını düşündüğünüz zaman ani yağışlardaki taşkınları, sahilde olmasından kaynaklı
denizde meydana gelebilecek kuvvetli sarsıntıların tsunami olarak kente yansıması gibi birçok
afetle de karşı karşıya kalabilir” ifadelerini kullandı.
“Bu işi bilimsel bir süreçle götürelim”
Bu bilinçle 10 Nisan 2023 günü Afet İşleri Dairesi Başkanlığı’nı resmi olarak kurduklarını söyleyen
Başkan Seçer, amaçlarının bu yolda işin ehli insanlarla bilinçli bir şekilde ilerlemek olduğunu
kaydetti. Başkan Seçer “Dairemiz şu anda resmi olarak kuruldu. Bundan sonra artık bunun içini
doldurmak ve çalışmaları başlatmak gerekiyor. Bugün de üstünden 3 gün geçtikten sonra bu
önemli, değerli toplantıyı yapıyoruz. Başlangıcımız iyi, ne yaptığımızı bilerek gidiyoruz ve
süratle ilerliyoruz. Umut ediyorum çok daha iyi noktalara geleceğiz” dedi.
Mersin’in göçlerle büyüyen ve gelişen bir kent olduğunu ifade eden Başkan Seçer, şehrin, çevre il ve
ülkelerde olan gelişmelerden etkilendiğini kaydetti. Mersin nüfusunun depremin ardından artış
gösterdiği bilgisini yineleyen Başkan Seçer, “Ben rakamları size verirken reel referanslar
üzerinden veriyorum. Hükümet yetkilileri ile bürokrasi ile bu konuda anlaşmazlığa da
düşüyoruz. Ben depremde ‘400 bin insan geldi’ diyorum, onlar ‘Bu kadar gelmedi’ diyor”
ifadelerini kullandı.
“Kentimizdeki yapısı stoku, sarsıntılara dayanabilecek tekniklerle yapılmış değil”
Mersin’de 2.6 milyon insanın yaşadığını vurgulayarak, imar mevzuatlarına, yönetmeliklere ve yasalara
uygun olmayan sorunlu yapı stokuna dikkat çeken Başkan Seçer, “6 Şubat depremi bir tık daha
şiddetli ve süresi biraz daha uzun olsaydı, burada da yıkımların olacağına kesin gözle
bakabilirdik. Biz bir hizmet binamızı afet riski taşıyor diye boşaltmak zorunda kaldık. Eminim
ki gerçek anlamda tespitler yapılsa birçok binanın boşaltılması gerektiği gerçeği ile karşı karşıya
kalırız.” diye konuştu.
Kentte genelde imar kirliliğinin hâkim olduğu bölgelerin eski Mersin ve sahil şeridi olduğunu da ifade
eden Seçer, “Uzun bir sahil şeridimiz var. Düşünün ki zemin emniyeti olmayan, sıvılaşma
olabilen, kum üzerine, taban suyu yüksek bölgelere, 20 – 22 katlı deniz kumuyla harcı karılarak
binalar yapılmış. Bunun emniyeti ne olabilir? Sahil bu binalarla dolu” dedi.
“Mersinafetlere hazır hale getirmeliyiz”
Mersin afetlere hazır hale getirmek ve kentin geriden gelen sorunlarını tespit edip, çözmek için yeni
kurdukları ‘Afet İşleri Dairesi Başkanlığı’ ile bu çalışmaları başlattıklarına da değinen Başkan Seçer,
“Mersin afetlere hazır hale getirmek için, geriden gelen sorunlarını tespit edip, onları çözmek
için, özellikle komşu coğrafyadaki şiddetli depremlerden etkilenen kentimizde sorunlu yapı
stokunu bir an önce dönüştürmek için şu andan itibaren yeni kurduğumuz daire
başkanlığımızla beraber çalışmaları başlatmış bulunmaktayız. Kentimize yarar getireceğini
umut ediyorum. Tabi ki bu bir başlangıç, son değil. Güzel bir sonuç elde edeceğiz diye umuttan
öte inancım çok yüksek” dedi.
Seçer, kentte su taşkınları için aldıkları önlemlerin etkili olduğundan söz etti
Mersin doğal afet risklerin başında su taşkınlarının geldiğini ifade eden Başkan Seçer, göreve
geldikten sonra hızlıca bunun tedbirini aldıklarını ve böyle bir sorunla karşılaşmadıklarını vurguladı.
Başkan Seçer, “Ben belediye başkanı olduğum yıl taşkınlarla tanıştım. 2020’nin Ocak ayında
taşkın oldu. Böyle bir coğrafyada yaşıyoruz. O günden sonra olmadı. Çünkü Mersin Su ve
Kanalizasyon İdaresi çok önemli çalışmalar yaptı. Alınan tedbirlerin çok büyük yararı oldu”
diye konuştu.
Şehirlerin canlı birer organizma olduğunu ve insana benzediğini söyleyen Başkan Seçer, yaşam
alanlarına bu anlayışla sahip çıkılması gerektiğini belirterek, “Biz vücudumuzda ortaya çıkan
aksaklıkları gidermezsek, bir gün gelir çöker, gideriz. Kentler de böyle. Yıllarca bu kentin
yağmur suyu hatları kaçak bağlantılarla kanalizasyonları taşır hale gelmiş. Bu olmaması
gereken bir durum. Kimsenin temizlemek aklına gelmemiş. Sistem 20 yıl, 30 yıl önceye göre
projelendirilmiş. Bizim çalışma prensibimiz sürekli şehri bir organizma olarak kabul edip, o
minvalde, o doğrultuda ve o gerçeklikle çalışmaları sürdürmek” ifadelerine yer verdi.
“Nükleer Santral başlı başına bir sorun”
Başkan Seçer Nükleer Güç Santrali’nin bulunduğu Büyükeceli’de artan nüfus karşısındaki altyapı ve
imar düzenlemeleri ile ilgili olarak “Binlerce insan orada çalışıyor. Artık yerleşik nüfus olmuş.
Orada bir sosyal yaşam oluşuyor, insanlar çalışmaya, çalışanların ihtiyaçlarını karşılamaya
gidiyor. Bir ilçe gibi büyüdü birdenbire. Orada ne bir imar çalışması ne bir imar
düzenlemesi…Hiçbir şey yok. Ne yazık ki o bölgeden binlerce insanın sadece fosseptiğini,
kanalizasyonunu vidanjörlerle taşımak zorunda kalıyoruz. Nükleer santral başlı başına bir
sorun. Ben de kişisel olarak, parlamentoda ‘Hayır’ oyu kullanan milletvekillerinden bir
tanesiyim ve nükleer güç santralinin buraya yapılmaması yönünde kişisel olarak dava açmış bir
siyasetçiyim” diye konuştu.
Ani göçlerin oluşturduğu komplikasyonlar olduğunu ve bunlarında doğal olarak afet olduğunu dile
getiren Başkan Seçer “Yani sizin gerekli çalışmanız, hazırlığınız yoksa bu bir afettir. Ne
yapacaksınız yeni gelen 400 bin insanın atığını? Ona nerede su bulacaksınız? Onu nerede
yaşatacaksınız? Konut yapacaksınız, yollarını açacaksınız, asayişini sağlayacaksınız, sağlığını
koruyacaksınız. Bu hazırlığı yapmadığınız takdirde bu iş bir felakete dönüşür” dedi.
“Bizim için sorunlar bitmiş değil”
Konuşmasının sonunda Mersin’de yapılan çalışmaların yanısıra, Adıyaman Konteynerkenti ile Hatay
Çadırkentinde depremzedelere yönelik çalışmalar hakkında da bilgi veren Başkan Seçer şunları
söyledi:
“Ben ve arkadaşlarım bu felaket günlerinde halkımıza karşı elimizden geleni değil, emin olun
her şeyi yaptık. Şu anda da bizim için bu sorunlar bitmiş değil. Toplamda 10 bin insan bizim
misafirimiz oldu. 2 bin 500kişi hala bizim konuğumuz. Onlara sadece yeme-içme, gıda, tuvalet,
banyo ihtiyacı desteği değil, bir insan oldukları hüviyetiyle her türlü psikososyal desteklerden
çocukların eğitimine kadar katkı sunuyoruz. Biz Adıyaman Yaylakonak’ta mini bir konteyner
kent yaptık. Merkezde de 670 adetlik bir konteyner kent oluşturuyoruz. 80 bin metrekare alan
içerisinde bir kasaba oluşturuyoruz. Bu konteynırlarda içinde tuvaleti, banyosu, her şeyi olan
bir kasaba halinde oluşturuyoruz. Sanıyorum ilk vatandaş alımı da bayramdan önce bir bölüme
başlanacak ve diğer kısımlar tamamlandıkça da devam edecek. Yani Sayın Cumhurbaşkanının
söylediği gibi ‘Adıyaman'a geldi mi bu belediye başkanları?’ söyleminden sonra bizim
belediyelerimizin durumu budur. Adıyaman'da da Hatay’da, Kahramanmaraş’ta her nokta
bizim vatanımız. Her insan kimliği ne olursa olsun, mezhebi meşrebi ne olursa olsun herkes
bizim insanımızdır.”