Biliyorsunuz İçel İdman Yurdu bu sezon son maçta 2. ligin kapısından döndü. Onca emek, harcanan para deyim yerindeyse yeşil çimlere gömüldü. Kaybettik anlayacağınız.
Ama her kaybın içinde bir kazanç yatar .
Mesela; iyi niyetli, diplomasıyi becerebilen , kente entegrasyonu sağlam bir yonetim kadrosu yakaladık. Bütünleşmiş ve şehrinin farkına varmış bir taraftar topluluğunu yeniden kazandık. Sonu hüsranla biten bu süreçte kentin dinamiklerinin bitiş çizgisine yaklaşırken de olsa dikkatini çekmeyi başardık. Finalinden boynu bükük ayrıldığımız koca bir sezondan bir bakışta elde ettiğimiz kazanımlar buydu. Şimdi bunu sürdürmenin tam zamanı..
Biliyorsunuz kulübün başındaki Saltık ailesi bu sezon 15 milyondan fazla para harcadı bu kulüp için Bu paranın sadece yüzde 10’u yada 15’i dış destekti. Zorlansalarda takıma bir final oynatmayı başardılar. Şimdi bu ağır ekonomik koşullar altında kulübün bütçe performansı en az sahada yapılan mücadele kadar önemli hale gelecek. Futbolcusu ve teknik adamı için geçen seneki bütçesinin neredeyse iki katı bir harcama yapılması gerekecek, hedef takım yaratmak için. Bu ağır koşullarda işi bir kaç kişinin cebine yada insafına bırakmamak gerekiyor .Çünkü bu takım artık Mersin’in takımı .. Bunu Ordu maçında da , Ankara’da oynanan Fethiye maçında da gösterdi. Minimal bir destekle bile bizi bu sezon heyecanladıran bu profesyonel yapıya artık amatörce bakmamak gerekiyor .
Yıllardır kulüple kentin dinamikleri arasındaki güven bunalımını büyük ölçüde aşan bu yönetim kadrosunun desteklenmesi lazım. Kulübün ismini yaşatma ve marka değerini yeniden kazanma adına bireysel bir yola çıkan Metin Saltık ve yönetimine hedef yenileme fırsatı vermek lazım.
Bu kentin onlarca hatta yüzlerce uluslararası ihracat yapan firmaları , inşaat, lojistik, tarım , akaryakıt gibi sektörlerde markalaşmış şirketleri var. Ve bu kişi ve kuruluşlar icin Mersin İdmanyurdu yıllarca kanbur yada gayya kuyusu olarak algılandı. Bu algının da kötü yonetimlerle doğrudan ilgisi olduğunu düşünüyorum..
Bazı şeyleri geride bırakmak ve İçel İdman Yurdu’na bir sosyal sorumluluk projesi olarak bakmak gerekiyor. Biz son iki maçta da gördük ki doğru yapılan her iş karşılığını er geç buluyor.
Ama bizim kaybedecek vaktimiz yok.
Bu şehrin dinamikleri eğer isterse, eski bakış açısını terkederse, kulübüne ve yöneticilerine güvenirse, kökleri sağlam olan bu ağacın öylesine güzel bir gölgesi olur ki anlatamam..